Alcatraz hapishanesi, şüphesiz dünyanın en kötü hapishanelerden biri olmasıyla meşhur. Alcatraz hapishanesi adına çıkan haberlerin tamamına yakını oldukça çarpıcı içeriklere sahip. Alcatraz Adası’nda bulunan bu hapishane, çeşitli hikayelere ve filmlere fazlasıyla konu oldu. Şimdi Alcatraz hapishanesi hakkında duyunca oldukça şaşıracağınız 10 gerçeğe hep birlikte göz atalım.
1. Dünyaca Ünlü Mafya Lideri Al Capone, Alcatraz Hapisanesinde “Banjo” İsimli Grupta Çalıyordu
Bütün dünyaya nam salan Al Capone’un, Amerikan tarihinin en meşhur ve en azılı suçlularından biri olduğunu bilmeyen yoktur. Al Capone, Atlanta’da vergi kaçakçılığı nedeniyle hapiste bulunduğu dönemde, cezasını çekerken ona iyi ve ayrıcalıklı davranmaları için gardiyanlara rüşvet veriyordu. Beklediği imtiyazların bir çoğunu görse de Alcatraz’da çok daha farklı işlere bulaştı. Pazar günleri konser veren “Banjo” adında bir hapishane müzik grubunda çalmaya başladı. Suç dünyası denildiği zaman akıllara gelen ilk isimlerden biri olan Al Capone bu konu hakkında “Alcatraz beni gerçekten ele geçirmiş gibi görünüyor” yorumunu yaptı. Öyle bir hapishane düşünün ki en azılı mafya liderlerinden biri olarak gösterilen bir mafya liderini, bir grupta çalan müzisyene dönüştürsün.
2. Bugüne kadar Hiç Kimse Alcatraz’dan Kaçamadı
Alcatraz hapishanesinin bu kadar meşhur olmasının bazı sebepleri var. Dünyanın en korunaklı hapishanelerinden biri olan Alcatraz hapishanesi, bugüne kadar tek bir mahkumun bile kaçmayı başaramamasıyla sebebiyle bu kadar meşhurdur. Hapishanenin bu ününü test etmeye karar veren 36 mahkum, üstesinden gelinmesi oldukça zor bir kaçış planı hazırladı ve uygulamaya koyuldu. Akıl almaz planlarını faaliyete geçiren bu mahkumlardan 23’ü hemen yakalanmaktan kurtulamadı. 6 mahkum kaçmaya çalışırken vurularak öldürüldü ve iki mahkum da boğulmuş olarak bulundu. 36 mahkumdan geriye kalan 5 mahkum ise karaya çıkamadığı kesinleştikten sonra denizde boğuldukları varsayıldı. Bu konu ilerleyen yıllarda “Alcatraz’dan Kaçış” isimli filme ilham kaynağı oldu.
3. Alcatraz Hapishanesinin İsmi Nereden Geliyor?
Dünyaca ünlü bu hapishanenin isminin nereden geldiği ise oldukça merak edilen ve sıkça sorulan sorular arasında. Bu adaya henüz hapishane kurulmadan önce, bu ada kahverengi pelikan kuşlarının ev sahipliği yaptığı bir yerdi. İspanyol Teğmen Juan Manuel de Ayala, 1775 yılında bu adaya ilk geldiğinde “Pelikan Adası” anlamına gelen “La Isla de los Alcatraces” adını vermiştir. İlerleyen yıllarda is adanın ismi, bugün ki halini alarak “Alcatraz” olarak kısaltıldı.
4. Alcatraz Hapishanesinin Kuş Adamı
Robert Stroud isimli bir kişi çıkan arbede sonucunda bir barmeni öldürmüştü. Cinayet suçlusu olarak yerleştirildiği Alcatraz’da ornitolojik hastalıkları incelemeye başladı. Bir kuş bilimci olan Stroud, Alcatraz’da iki kitap yazdı. Hücresinde kanaryalar ve diğer başka tür kuşları yetiştirdi. 1931 yılında hapishane yönetimi Stroud’dan kuşlarından vazgeçmesini emretti ve kalan 17 yılı boyunca hücresinde herhangi bir kuş bulundurması yasakladı.
5. Kızılderili aktivistler Alcatraz’ı bir süre işgal etti
Mohawk Richard Oakes liderliğinde 100 Kızılderili aktivistten oluşan bir grup, 1969 Kasım’ında adayı ele geçirdi. Bu grup, Kızılderililere tanınan 1868 tarihli anlaşmaya atıf yaparak Alcatraz topraklarını kendilerine istediler. Kızılderili aktivistlerin amacı Alcatraz toprakları üzerinde bir üniversite ve kültür merkezi açmaktı. Adayı Amerikan hükümetinden 24 dolarlık cam boncuk ve kırmızı kumaş gibi oldukça komik bir maliyet ile satın almak istediler. 1971 yılının Haziran ayında Amerikan polis kuvvetleri adaya yaptığı müdahale sonucu burası aktivistlerden geri aldı. Alcatraz Adası’nda aktivistlerden geriye kalan tek şey ise duvara çizilmiş grafitiler oldu.
6. Alcatraz’ın ilk mahkumları askeri suçlulardı
1840’lı yıllarda yaşanan Amerikan İç Savaşı’ndan kaçan askerler hangi tarafa ait olurlarsa olsun bu adada mahkum olarak tutuldular. Buna ek olarak İspanyol-Amerikan Savaşı sırasında kaçak askerler de bu adaya hapsedildi. Boxer İsyanı sırasında orduya direnen Çinli siviller de bu adanın kalıcı misafirleri olarak uzun bir süre tutsak edildiler. Kısacası Alcatraz hapishanesine ilk başta askeri suçlardan hüküm giyen mahkumlar bulunuyordu.
7. Alcatraz, Pasifik kıyısının ilk deniz fenerine ev sahipliği yaptı
Amerikan hükümeti 1854 yılında kayalık adanın tepesine küçük bir deniz feneri inşa etmeye karar verdi. Böylece bu deniz feneri, Amerika Birleşik Devletleri’nin batı kıyısında türünün ilk örneği oldu. Amerikan hükümeti bu deniz fenerini, 1900’lerin başında eskidiği gerekçesiyle yıktı. 1909 yılında yıkılan deniz fenerinin yerine daha uzun ve daha geniş yeni bir deniz feneri inşa edildi.
8. Bilinenin aksine ülkenin en azılı suçluları Alcatraz’a gönderilmedi
Alcatraz’da gönderilen mahkumların ille de en şiddetli veya en rezil suçları işlemeleri gerekmiyordu. Alcatraz’da her türden suçlu yer alıyordu. Bu korunaklı hapishaneye çoğunlukla hayatının neredeyse tamamını geçirecek cinsten uzun süreli hapis cezası almış suçlular geliyordu.
9. Alcatraz hapishanesinden kıyıya yüzmek mümkündü
1962 yılında mahkum John Paul Scott, hapishaneye ait bir mutfak penceresinin demirlerini bükerek dışarıya çıkmayı başardı. Heyecanla denize atlayarak ana karaya çıkmayı amaçlayan Scott, Golden Gate köprüsünün eteğine ulaştığında oldukça kötü bir durumdaydı. Scott karaya çıkmıştı ancak polisler onu bulduğunda soğuk deniz suyu nedeniyle hipodermik şokta, bilinçsiz bir haldeydi. Günümüzde ise Alcatraz’dan kaçış ismi verilen bir festivalde, binlerce kişi 2.400 metrelik bir uzunluğu yüzerek karaya çıkıyor. Böylece yüzücüler kendilerini birer mahkum olarak görüyor ve özgürlükleri için yüzme keyfini tadıyorlar.
10. Diğer hapishanedeki mahkumlar nakillerini Alcatraz’a aldırmak için istekte bulunabilirlerdi
Alcatraz hapishanesinin “her hücre başına bir kişi” politikası bazı mahkumlara oldukça cazip geldi. Bu durumun mahkumlara cazip gelmesinin birçok nedeni vardı. Örneğin bir mahkum tek başına bir hücrede kalırsa, diğer mahkumların saldırılarından kurtulabilecekti. Alcatraz hapishanesini meşhur eden bir diğer neden ise yemekleriydi. Alcatraz’ın ilk müdürü James A. Johnston, hapishane isyanlarının genellikle kötü yemekler yüzünden çıktığını ifade etti. Bu yüzden mahkumlara daha iyi ve daha lezzetli yemekler hazırlatmaya karar verdi. Böylece yemeklerden hoşnut olan mahkumlar bu konuda herhangi bir sorun çıkarmayacaklardı. Öyle de oldu. Ülkenin her yerine yayılan ünü nedeniyle çoğu mahkum Alcatraz’a gelmek istedi. Sonuç olarak mahkumlar bu dilekleri için bulundukları hapishane yöneticilerinden talepte bulundular. Böylece mahkumiyetlerine Alcatraz’da devam etme fırsatı yakaladılar.