Modern bilim, uzay hakkında hala çok az şey bilmektedir. Ancak bildiğimiz az sayıdaki şeyler arasında son derece büyüleyici olanlar da vardır. İşte uzay hakkında bilmeniz gereken en şaşırtıcı 10 gerçek:
1. Satürn’ü Suya Koyarsanız Yüzebilir
Satürn’ün yoğunluğu o kadar düşüktür ki, dev bir su bardağına koysanız yüzebilir. Satürn’ün yoğunluğu 0.687 g/cm³ iken, suyun yoğunluğu 0.998 g/cm³’tür. Satürn’ün ekvatorundaki yarıçapı 60,268 ± 4 km’dir, yani bunu test etmek için son derece büyük bir su bardağına ihtiyacınız var.
2. Sürekli Hareket Halindeyiz
Galaksimiz Samanyolu, saniyede 225 kilometre hızla dönmektedir. Ayrıca galaksi, uzayda saniyede 305 kilometre hızla ilerlemektedir. Bu, toplamda saniyede 530 kilometre hızla hareket ettiğimiz anlamına gelir. Yani bir dakika içinde bulunduğunuz yerden yaklaşık 19 bin kilometre uzaklaşırsınız. Bilim insanları, Samanyolu’nun hızında tam olarak hemfikir değiller; tahminler 130 ile 1,000 km/s arasında değişiyor.
3. Ay Dünya’dan Uzaklaşıyor
Her yıl ay, Dünya’dan yaklaşık 3.8 cm uzaklaşıyor. Bu, gelgit etkilerinden kaynaklanıyor. Bu nedenle Dünya’nın dönüşü yüzyılda yaklaşık 0.002 saniye yavaşlıyor. Bilim insanları ayın nasıl oluştuğunu kesin olarak bilmiyor, ancak genel kabul gören teori, Mars büyüklüğünde bir nesnenin Dünya’ya çarpması ve Ay’ın bu çarpma sonucu ayrılarak oluştuğunu öne sürüyor.
4. Eski Işık
Güneşten şu anda Dünya’ya ulaşan ışık, 30 bin yıl öncesine dayanıyor. Bugün gördüğümüz güneş ışığının enerjisi, güneşin çekirdeğinde 30 bin yıl önce başladı ve bu süre boyunca güneşin yoğun atomlarından geçerek yol aldı. Güneşin çekirdeğindeki sıcaklık 13,600,000 kelvindir.
5. Güneş Diyeti
Güneş, güneş rüzgarları nedeniyle saniyede milyar kilogram kaybediyor. Güneş rüzgarları, korona yüzeyinden fırlatılan yüklü parçacıklardır ve bu yüksek sıcaklık nedeniyle oluşurlar. Ayrıca, güneşin enerjisinin bir toplu iğne başı kadarı, 160 kilometre uzaklıktaki bir kişiyi öldürmeye yeterlidir.
6. Büyük Kepçe Bir Takımyıldız Değil
Birçok insan Büyük Kepçe’yi bir takımyıldız olarak kabul eder, ancak aslında bir asterizmdir. Bir asterizm, gökyüzünde resmi 88 takımyıldızdan biri olmayan bir yıldız desenidir. Büyük Kepçe, Ursa Major (Büyük Ayı) takımyıldızının yedi parlak yıldızından oluşur.
7. Uranüs Aslen George’un Yıldızı Olarak Adlandırıldı
Sir William Herschel, Uranüs’ü 1781’de keşfettiğinde ona “George’un Yıldızı” adını verme onuruna sahipti. Kral III. George’un himayesini kazanmak için bu ismi seçti. Uranüs, bir teleskop kullanılarak keşfedilen ilk gezegendir.
8. Dünya’nın En Az 4 Ayı Var
1986’da Duncan Waldron, güneş etrafında Dünya ile neredeyse aynı yörüngede dönen bir asteroit keşfetti. Bu asteroit, Dünya’nın ikinci ayı olarak adlandırılır. Cruithne adı verilen bu asteroit, Pluto’dan daha sönüktür ve görülmesi için en az 12.5 inçlik bir teleskopa ihtiyaç vardır.
9. Güneş Lekeleri Stradivarius Kemanlarının Güzel Sesinin Ana Nedeni Olabilir
Antonio Stradivari, 17. ve 18. yüzyıllarda İtalya’da yaşamış en büyük keman yapımcısı olarak kabul edilir. Bilim insanları, Stradivarius kemanlarının neden bu kadar inanılmaz olduğunu tam olarak çözememiştir, ancak kullanılan ahşabın çok önemli bir katkısı olduğunu biliyorlar. 1500’lerden 1800’lere kadar süren küçük buzul çağı, kullanılan ağaçların daha sert olmasına neden olmuş ve bu da keman yapımında avantaj sağlamıştır.
10. Soğuk Kaynak
Soğuk kaynak, metal yüzeylerin atomik düzeyde temas ettiğinde gerçekleşen bir kaynak türüdür. Normal şartlar altında, Dünya’da metal yüzeyler genellikle oksitlenmiş bir tabaka veya kir tabakası ile kaplanmıştır. Bu tabakalar, metallerin doğrudan temasını engeller. Ancak uzayda, vakum ortamında bu koruyucu tabakalar bulunmadığından, temiz metal yüzeyler birbirine dokunduğunda atomik bağlar oluşturur ve kalıcı olarak birbirine yapışır.
Dünya’nın atmosferi, metal yüzeylerinin oksitlenmesine neden olur. Bu oksit tabakası, metal atomlarının doğrudan temasını engeller. Ayrıca, Dünya’da yüzeyler genellikle kir, yağ veya diğer kontaminantlarla kaplıdır, bu da soğuk kaynağı önler.
Uzay, hala keşfedilmeyi bekleyen sayısız gizemle dolu. Bildiğimiz bu inanılmaz gerçekler bile, evrenin ne kadar büyüleyici ve karmaşık olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor. Bilim ilerledikçe, uzayın sırlarını daha da derinlemesine keşfetmeye devam edeceğiz.