Uyuşturucu ticareti, insanlık tarihinin en karanlık ve en tehlikeli suç faaliyetlerinden biridir. Bu ticaretin arkasındaki isimler, sadece kendi ülkelerinde değil, dünya çapında büyük bir etki yaratmışlardır. İşte dünyanın gelmiş geçmiş en büyük 20 uyuşturucu baronu ve servetleriyle ilgili bilgiler…
Pablo Escobar

Pablo Emilio Escobar Gaviria, 1 Aralık 1949’da Kolombiya’nın Rionegro kentinde doğdu. Fakir bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi ve genç yaşta küçük çaplı suçlara karıştı. Gençliğinde araba hırsızlığı, sahte diploma satışı ve kaçak sigara ticareti gibi faaliyetlerle suç dünyasına adım attı.
1970’lerin sonlarına doğru Escobar, kokain üretimi ve ticaretine yöneldi. Medellín Karteli’ni kurarak kokain ticaretinde büyük bir güç haline geldi. Kartel, Kolombiya’da üretilen kokaini Amerika Birleşik Devletleri’ne ve diğer ülkelere kaçırarak milyarlarca dolarlık bir servet elde etti. 1980’lerin ortalarında, Escobar’ın Medellín Karteli dünya kokain ticaretinin %80’ini kontrol ediyordu.
1982’de Escobar, Kolombiya Kongresi’ne seçildi ve kısa bir süreliğine politikaya atıldı. Halk arasında “Robin Hood” figürü olarak görülen Escobar, fakirlere yardım etmek için barınma projeleri, spor sahaları ve okullar gibi sosyal projelere büyük yatırımlar yaptı. Ancak, politik kariyeri kısa sürdü ve suç geçmişi ortaya çıkınca kongreden ihraç edildi.
Escobar’ın zenginliği ve gücü arttıkça, şiddet ve terör eylemleri de arttı. Kendisine karşı olan politikacıları, yargıçları ve polisleri hedef aldı. 1989’da Kolombiya başkan adayı Luis Carlos Galán’ın öldürülmesi, Escobar’ın en bilinen suikastlarından biridir. Ayrıca, 1989’da Avianca Flight 203 uçağının bombalanması ve yüzlerce kişinin ölümü de onun emriyle gerçekleştirilmiştir.
Kolombiya hükümeti ve ABD’nin baskısı altında, Escobar 1991’de teslim olmayı kabul etti. Ancak, kendi inşa ettirdiği lüks “La Catedral” hapishanesinde kalmayı şart koştu. Hapishane, Escobar’ın kontrolündeydi ve dışarıdaki işlerini yönetmeye devam etti. 1992’de hapishaneden kaçmasının ardından, hükümet Escobar’ı yakalamak için geniş çaplı bir operasyon başlattı.
2 Aralık 1993’te Kolombiya Ulusal Polisi, Medellín’de Escobar’ın saklandığı yeri tespit etti. Kaçmaya çalışırken çıkan çatışmada, Escobar vurularak öldürüldü. Ölümü, Medellín Karteli’nin çöküşüne ve Kolombiya’da kokain ticaretinin yeniden şekillenmesine yol açtı.
Pablo Escobar’ın hayatı ve mirası, günümüzde hâlâ tartışmalı bir konudur. Bazıları onu bir halk kahramanı ve yardımsever olarak görürken, diğerleri ise milyonlarca insanın hayatını mahveden acımasız bir suçlu olarak nitelendirir. Escobar’ın hayatı, filmler, diziler ve belgeseller aracılığıyla kültürel bir ikon haline gelmiştir.
Escobar’ın hikayesi, uyuşturucu ticaretinin ne kadar büyük ve yıkıcı olabileceğini gösteren bir örnektir. Onun hayatı, hem Kolombiya’nın hem de dünya tarihinin en karanlık dönemlerinden birine ışık tutmaktadır.
Joaquín “El Chapo” Guzmán

Joaquín Archivaldo Guzmán Loera, 4 Nisan 1957’de Meksika’nın Sinaloa eyaletinde, La Tuna adlı küçük bir köyde doğdu. Fakir bir çiftçi ailesinin çocuğu olan Guzmán, genç yaşta iş hayatına atıldı ve ailesine yardım etmek için çeşitli işlerde çalıştı. Eğitimi sınırlı olan Guzmán, genç yaşta uyuşturucu ticaretine yöneldi.
1980’lerde, Sinaloa eyaletinde faaliyet gösteren Guadalajara Karteli’ne katıldı. Kartelin liderleri Miguel Ángel Félix Gallardo, Rafael Caro Quintero ve Ernesto Fonseca Carrillo gibi isimlerin yanında çalıştı. Guzmán, kokain, marihuana ve eroin kaçakçılığı operasyonlarında önemli roller üstlenerek hızla yükseldi.
1989’da Guadalajara Karteli’nin çöküşünün ardından, Guzmán ve diğer liderler Sinaloa Karteli’ni kurdular. El Chapo lakabıyla tanınan Guzmán, kısa sürede kartelin lideri olarak ön plana çıktı. Sinaloa Karteli, Güney Amerika’dan ABD’ye büyük miktarlarda uyuşturucu kaçırarak dünya çapında bir güç haline geldi. Guzmán, yenilikçi kaçakçılık yöntemleri ve şiddetli taktikleriyle tanındı.
Guzmán, 1993’te Guatemala’da tutuklandı ve Meksika’ya iade edildi. Ancak, 2001’de, Puente Grande hapishanesinden bir çamaşır arabasının içinde kaçarak ünlendi. Kaçışından sonra, Guzmán tekrar uyuşturucu ticaretine dönerek kartelin liderliğini sürdürdü.
2014’te, Meksika’nın Mazatlán kentinde tekrar yakalandı. Ancak, 2015’te, yüksek güvenlikli Altiplano hapishanesinden bir tünel kazıp kaçarak dünya çapında manşetlere çıktı. Tünelin inşası, Guzmán’ın ne kadar etkili ve iyi organize olduğunu gösterdi.
El Chapo, 2016’da Meksika’nın Los Mochis kentinde yeniden yakalandı ve bu kez ABD’ye iade edildi. 2019’da ABD’de yargılandı ve çeşitli suçlardan, özellikle uyuşturucu kaçakçılığı, suç örgütü liderliği ve cinayetlerden suçlu bulundu. Brooklyn Federal Mahkemesi’nde görülen dava sonucunda, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı ve Colorado’daki yüksek güvenlikli ADX Florence hapishanesine gönderildi.
Joaquín “El Chapo” Guzmán, modern zamanların en ünlü uyuşturucu baronlarından biri olarak tarihe geçti. Sinaloa Karteli, onun liderliği altında dünyanın en güçlü uyuşturucu kaçakçılığı örgütlerinden biri haline geldi. Guzmán’ın hayatı ve suç kariyeri, kitaplara, filmlere ve televizyon dizilerine konu oldu.
Amado Carrillo Fuentes

“El Señor de los Cielos” (Gökyüzünün Efendisi) olarak bilinen Fuentes, hava taşımacılığını kullanarak kokain ticaretinde büyük bir rol oynadı. Meksika’nın Juárez Karteli’nin lideri olarak, servetinin 25 milyar dolara ulaştığı düşünülüyor.
Griselda Blanco

“Kara Dul” olarak bilinen Griselda Blanco, Medellín Karteli’nin önemli bir figürüydü. Miami’deki kokain ticaretinin öncülerinden olan Blanco’nun serveti 2 milyar doları buldu. Şiddet ve acımasızlığı ile tanınan Blanco, uyuşturucu dünyasında bir efsane haline geldi.
Carlos Lehder

Kolombiya doğumlu Carlos Lehder, Medellín Karteli’nin kurucu ortaklarından biriydi. O, Bahamalar üzerinden ABD’ye büyük miktarda kokain kaçırarak milyarlarca dolar kazandı. Servetinin 2.7 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
Osiel Cárdenas Guillén

Meksika’nın Gulf Karteli’nin lideri olan Cárdenas Guillén, uyuşturucu kaçakçılığı, adam kaçırma ve diğer suç faaliyetleri ile tanındı. Servetinin 50 milyon dolar olduğu düşünülüyor.
Ismael “El Mayo” Zambada

Sinaloa Karteli’nin önemli bir figürü olan El Mayo, El Chapo’nun yanında yer aldı ve kokain, eroin, marihuana ve metamfetamin kaçakçılığı yaptı. Servetinin 3 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
8. Rafael Caro Quintero

Guadalajara Karteli’nin kurucularından biri olan Quintero, Meksika’nın en güçlü uyuşturucu baronlarından biriydi. Servetinin 650 milyon dolar olduğu düşünülüyor.
Frank Lucas

Amerikan uyuşturucu baronlarından biri olan Frank Lucas, Vietnam Savaşı sırasında Asya’dan ABD’ye eroin kaçırarak ün kazandı. Lucas’ın serveti 52 milyon doları buldu.
José Gonzalo Rodríguez Gacha

Medellín Karteli’nin bir diğer önemli ismi olan Rodríguez Gacha, “El Mexicano” olarak biliniyordu. Kokain ticaretinden elde ettiği servet 5 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.
Zhenli Ye Gon

Çin doğumlu Meksikalı uyuşturucu baronu Zhenli Ye Gon, kimyasal prekürsörlerin ticaretini yaparak büyük bir servet kazandı. Servetinin 300 milyon dolar olduğu biliniyor.
Khun Sa

Güneydoğu Asya’nın en büyük eroin kaçakçılarından biri olan Khun Sa, “Golden Triangle” bölgesinde faaliyet gösterdi. Serveti 5 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.
Haji Ayub Afridi

Pakistanlı uyuşturucu baronu Haji Ayub Afridi, Afyon üretimi ve ticareti ile büyük bir servet kazandı. Servetinin 3 milyar dolar olduğu düşünülüyor.
José Figueroa Agosto

Puerto Rico doğumlu Figueroa Agosto, Karayipler’in en büyük uyuşturucu kaçakçılarından biriydi. Serveti 100 milyon dolar olarak tahmin ediliyor.
Manuel Noriega

Panama’nın eski lideri olan Manuel Noriega, uyuşturucu kaçakçılığı ile bağlantılıydı. Servetinin 300 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor.
Miguel Ángel Félix Gallardo

Meksika’nın Guadalajara Karteli’nin lideri olan Gallardo, “El Padrino” (Baba) olarak biliniyordu. Servetinin 500 milyon dolar olduğu düşünülüyor.
Jorge Luis Ochoa Vásquez

Medellín Karteli’nin kurucularından biri olan Ochoa, kokain ticaretinden büyük kazanç elde etti. Serveti 6 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.
Klaas Bruinsma

Hollandalı uyuşturucu baronu Bruinsma, Avrupa’nın en büyük marihuana ve haşhaş kaçakçılarından biriydi. Servetinin 500 milyon dolar olduğu düşünülüyor.
George Jung

Amerikalı uyuşturucu kaçakçısı Jung, Medellín Karteli ile işbirliği yaparak büyük miktarda kokain kaçırdı. Servetinin 100 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor.
Demetrius Flenory

Amerikalı uyuşturucu baronu Flenory, “Big Meech” olarak biliniyor ve Black Mafia Family’nin lideriydi. Servetinin 100 milyon dolar olduğu düşünülüyor.
Uyuşturucu baronlarının hayatları, yasadışı kazançların ne kadar büyük olabileceğini gösteriyor. Ancak, bu servetler genellikle büyük bir kişisel ve toplumsal bedel karşılığında elde ediliyor. Uyuşturucu ticareti, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve insani krizlere de yol açıyor. Bu yüzden, bu kişilerin hayatlarını incelerken, bu ticaretin karanlık ve yıkıcı etkilerini unutmamak gerekiyor.